Gig Ekonomisinin Geleceği
GELECEĞE YÖN VEREN GİG EKONOMİSİ BÜYÜYOR
2008–2009 döneminde yaşanan ekonomik krizle birlikte insanlar işsiz kalmaya başlayınca, yeni kazanç yolları arama ihtiyacı doğdu. İşsiz kalan bireyler günlük ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, geçici veya tek atımlık işler yaparak gelir elde etmeye başladılar.
Herhangi bir şirkete bağımlı olma ihtiyacının kalktığını, esnek saatlerde kendi belirledikleri iş planlamasıyla kendilerine daha verimli bir istihdam türü sağlayabildiklerini gören bireyler, bugün “Gig Ekonomisi” adı altında bahsettiğimiz bu güçlü ekosistemin temellerini oluşturdular. Ekonomide çok büyük bir rol oynayan dijital dönüşüm sayesinde, Gig ekonomisi de yükselen bir güç haline geldi. Dijital iş gücü piyasası, hem çalışanlar için hem de yöneticiler için kalıplaşmış iş mantığını temelden değiştirdi.
Artan Popülarite: Gig Ekosistemi
Şirketler ve çalışanlar, son yıllarda Gig ekonomisi üzerinde daha çok konuşmaya başladı. Bu ekonomik yapı, çok daha özgür bir şekilde kazanç elde etmek isteyenlerin yanı sıra, ekonomistlerin ve araştırmacıların da dikkatini çekiyor. 2017’den bu yana gig ekonomisine olan talebin ciddi anlamda artışı, BLS International şirketi tarafından yapılan araştırmalarla da ortaya koyuluyor. Artan taleple birlikte 2020 itibariyle Gig ekonomisi, bireylerin kariyer tanımını ve şirketlerin iş mantığını kökten değiştirerek, iş gücü piyasasının geleceğinde çok önemli bir rol oynuyor.
Teknolojik dönüşüm ve sosyal medya platformları sayesinde, her birey, kendisine ait bir kişisel marka ve prestij sahibi olarak kendi ürün veya hizmetlerinin pazarlamasını, çok maliyetli olmayan yöntemlerle yapabilir hale geliyorlar. Freelancer kimliklerini güçlendirerek, gelecekte de bu fırsatları sunan gig ekonomisi ekosisteminin içerisinde varlıklarını sürdürmeye devam etmeyi planlıyorlar. Dünya çapında ise Gig ekonomisi dendiği zaman akla ilk gelen şirketler veya platformlar Uber, Airbnb, Upwork oluyor. Türkiye’de de Armut.com ve Bionluk bu ekosistemin başarılı birer örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.
Aşağıda sıralanan istatistikler, gig ekonomisinin etkisini daha net anlayabilirsiniz;
· ABD’de yapılan araştırmalara göre, 7 yıl içerisinde serbest çalışan sayısının 57 milyon civarından yaklaşık 86.5 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. (Upwork)
· Çok güçlü bir oranla, freelance (bağımsız) çalışan kişilerin %44’ü , bu piyasayı ana geçim kaynağı olarak belirlemiştir. (Edison Research)
· ABD’de çalışan nüfusun %36’sı gig ekonomisine ana geçim kaynağı veya ek gelir olarak katkıda bulunuyor. (Gallup)
· 18–34 yaş aralığında serbest çalışan bireylerin %53’ü, gig ekonomisini ana gelir kaynağı olarak kullanıyor. (Edison Research)
· Standart ekonomik koşullarda istihdam sağlayan her 6 kişiden 1’i, bağımsız çalışarak maddi kazanç sağlamak istiyor. (McKinsey)
· Gig çalışanlarının %55’i, aynı zamanda full-time devam eden düzenli işlerde de çalışıyor. (PYMNTS)
· ABD’de bağımsız çalışan her 5 kişiden 1’inin yurtdışından da müşterisi bulunuyor. (MBO Partners)
· Gig ekosistemi içerisinde çalışanların %75.7’si işlerini full-time bağımlı bir işe tercih etmeyeceklerini belirtiyor. (PYMNTS)
· Gelişmekte olan ülkelerin %30’unun gig ekonomisinden gelir elde ettiği BCG tarafından yapılan çalışmalarla ortaya koyulmuştur.
· Genç nüfusun (18–34 yaş grubu) %38’i bağımsız stilini benimseyerek hizmet sunmaya devam etmektedir. (Edison Research)
· Bireylerin ekstra gelir sağlamasına da olanak sağlayan bu yapı içerisinde, bağımsız çalışanların %19’u günlük ihtiyaçlarını giderebilmek için bu hizmetlere dahil oluyor. (PYMNTS)
· Freelance çalışanlar, ekonomiye 1 trilyon dolar katkı sağlıyorlar (Upwork) ve ABD’de çalışan serbest çalışanların ortalama yıllık gelirleri 64.000 $’a ulaşıyor. (Money)
· Gig çalışanlarının %63’lük büyük bir oranı, kendileri bireysel olarak dijital mecralarda edindikleri müşteri kitlesinin diğer işverenlerden daha güvenilir olduğu sonucunu oluşturuyor. (Upwork)
Bu istatistikler, birçok farklı kaynağın yaptığı çalışmalarla da çoğaltılıp desteklenebilir. Bu araştırmaların sonuçlarına göre; ekonomik yapı, kendisi için sınırlanmış çalışma saatleri ve belirli çalışma mekanlarında istihdam sağlama kalıplarını yıkıp, yepyeni esnek bir modele doğru hızla ilerliyor. Önümüzdeki yıllarda, gig ekonomisinin global boyutta çok daha büyük işlere imza atacağını söyleyebiliriz.
John Chambers, (Cisco Systems eski CEO’su) yakın gelecekte sadece iki kişiden (CEO ve CIO) oluşan milyar dolar değerindeki şirketlerle tanışmaya başlayacağımızı ön görüyor. Chambers, bu şirketlerin ihtiyacı olan; bilgi & işlem, pazarlama, finans, muhasebe gibi tüm kritik departmanların, gig ekosistemi sayesinde, dünyanın farklı yerlerindeki networkler ve gig platformları aracılığıyla yönetileceğini belirtiyor. Chambers’ın belirttiği gibi, çok da uzak olmayan bir zamanda, birçok iş alanında, çalıştığımız şirketlerde fiziksel olarak var olma ihtiyacı duymayacağız.
Bu Ekosistemin Gücünden Faydalanmayı Ertelemeyin
Gig Çalışanlar İçin:
Esneklik
Zorunlu mesai saatlerine bağlı olmamak ve ofise gidip gelirken harcanan saatlerin tamamının gig çalışanlarına kalıyor olması, verimi arttırmaktadır.
Kazanç
Çalışanların ekstra gelir kaynağı oluşturmasına fırsat yaratılır ve yaşam refahı artar. Bireysel refahların artması, ülke ekonomisine de katkı sağlar.
Kontrol
Çalışanlar, iş yüküne göre fiyat politikalarını kendileri belirler ve gelirleri üzerinde kontrol sahibi olurlar, böylece daha hızlı bir şekilde istedikleri kazancı elde edebilirler.
Sınırsızlık
Doğru ve verimli bir planlama ile birden farklı işverenle birçok proje üzerinde aynı anda çalışıp, kendilerini farklı alanlarda geliştirme imkânı bulabilirler. Tek bir işe bağımlı olmadıkları için, iş kaybetme ve işsiz kalma stresiyle de karşı karşıya kalmazlar. Daha mutlu ve stressiz bir hayat, iş verimini ve başarıları da arttırmaktadır.
Bağımsızlık
Bir yaş sınırlaması olmayan gig ekosisteminde, özellikle öğrenciler için bağımsızlık kapıları açılır ve özgüven duygusunda artış yaşanır.
Gig Ekosistemi İşverenleri İçin:
Maliyet
İşverenler; ofis kiraları, sağlık sigortası, yol & yemek masrafları vb. gibi maliyetlerle karşı karşıya kalmaz. Bu harcamaları, araştırma & geliştirme alanlarında kullanıp, şirket sermayelerine katkıda bulunabilirler.
Uzman Çeşitliliği
İşletmeler, ihtiyaçlarına göre uzman kişiler arasından seçim yapabilirler. Bu kişiler kendi alanlarında deneyimli oldukları için, şirketler ekstra eğitimler için masraf yapmak durumunda kalmaz, hem zamandan hem de nakitten kazanırlar.
İletişim
İşveren ve çalışan arasındaki iletişim bariyerleri kalkar. Birebir kurulan iletişimler sayesinde, işlerin daha iyi tanımlanmasına ve ortaya çıkan sonuçların kalitesinin artmasına yol açar.
Esneklik
İşveren, ortaya çıkan işin verimli olmadığına karar verirse, işgücünü değiştirme imkanı çok daha kolay ve masrafsızdır. Bir çok masraflı prosedüre maruz kalmadan çalışan sayısını arttırabilir ya da azaltabilir.
Yukarıda; çalışanlar ve işverenler için sıraladığımız pozitif imkanların yanı sıra, bu ekosistemde bazı negatif etkiler ve risklerle de karşılaşacağınızı bilmeli ve bunlara karşı hazırlıklı olmanız gerekmektedir. Bu durumlar:
· Çalışanların sağlık ve sigorta masraflarının işverenler tarafından karşılanmıyor olması, bir güvence problemini de beraberinde getirmektedir. Bu ekosistemde var olmayı düşünüyorsanız, birikimlerinizi bu eksikliği göz önünde bulundurarak yapmayı ihmal etmemelisiniz.
· Aynı zamanda işverenlerin, şirketin çalışma prensiplerine ve ilkelerine yabancı olan birden fazla serbest çalışanla işleri devam ettiriyor olması, hizmet kalitesini de tehlikeye sokabilir. Bu tehlike, şirketler için ciddi prestij kayıplarına yol açabilir.
İşin kontrolü ve beyni tamamen sizsiniz. Gig ekonomisinin her faktörünü olumlu ve olumsuz yönleriyle birlikte analiz ettiğinizde, bu ekosistemi daha verimli bir şekilde değerlendirir, olumsuz etkileri kendi yöntemlerinizle fırsatlara çevirebilirsiniz.
Kaynaklar:
https://leftronic.com/gig-economy-statistics/
https://serraview.com/gig-economy-impacting-corporate-workplace/